Ezber bozan çocuklar!

Tam da bahar panayırlarını anlatmaya hevesleniyordum…
Bir süredir bu toprakların kadim en eski geleneklerinden biri olan panayırlar ile ilgileniyorum. Ayvacık Panayırı üzerine yazmaya çalışıyordum ki İstanbul Gezi Parkı eylemleri başladı. Bir haftayı geçti, neye uğradığımı şaşırdım. Ağzım açık, gözlerim sulanırcasına sosyal medyanın penceresindeyim günlerdir.
Ta çocukluğumdan bu yana ilgimi çekmiş olan panayır alanları için yazılabilecek pek çok şey var biliyorum. Çocuk gözlerimin gördükleri ve ruhuma kaydolanları elbet günün birinde yazacağım. Şimdi Gezi Parkı zamanı, panayırlar bekleyebilir!
Zaman, değişimin göstergesi olarak sürekli kendini hatırlatırken güncelimiz hızla değişiyor. Bizler dinazorlar kuşağı olarak, gençleri izlemeye yetişebiliyor muyuz diye sorgularken buluyorum kendimi. Gençleri anlamaktan değil izlemekten söz ediyorum! Bizler ki teknolojinin ve sosyal medyanın içinde olduğumuzu düşünen kesimiz! Kendi adıma konuşmam gerekirse sosyal medya denilen ağların iletişim biçimine yabancı değiliz, az çok anladığımızı sanıyordum. Meğer kaçırdığımız çok şey varmış!
Elindeki tuşlara gözü kapalı basan a-sosyal denilen genç - çocuk profilnin hiç de vurdumduymaz bir insan nesli olmadığını görerek çok şaşırdım. Başını kaldırıp cevap vermeye üşenen ama etrafında olup bitenin de çok iyi farkında olan bu yeni nesil insanlık, eski devirlerin artık kapandığının adeta altını çizdiler. Hem de ne çizmek…
Sevgiyle, mizah ile, eğlenceyle, saygıyla çizdiler cesaretin resmini…
Biz dinazorlar, yüreğimiz ağzımızda “eyvah şimdi kan gövdeyi götürecek, hah şimdi canları yanacak tüh vah” ederken aaa bir baktık ki, efendice son derece demokratik bir duruş ile insanlık dersi veriyorlar! Gölgesinden korkan bütün dinazorlar şaşkın.
Benim güncel ezberimi bozdular!
Ezber bozan çocuklar diye geçecekler tarihe… Diyorum ya, bir yığın yapılacak işim vardı son bir haftadır, yazılacak yazılar, pişecek yemekler, kaynatılacak reçeller filan! Tık yok bende.
Hay Allah ezberimi bozdunuz çocuklar, siz çok yaşayın e mi!
Şaşkın ve umutlu ben.
Fotoğraf: Diren Gezi Parkı
Bir süredir bu toprakların kadim en eski geleneklerinden biri olan panayırlar ile ilgileniyorum. Ayvacık Panayırı üzerine yazmaya çalışıyordum ki İstanbul Gezi Parkı eylemleri başladı. Bir haftayı geçti, neye uğradığımı şaşırdım. Ağzım açık, gözlerim sulanırcasına sosyal medyanın penceresindeyim günlerdir.
Ta çocukluğumdan bu yana ilgimi çekmiş olan panayır alanları için yazılabilecek pek çok şey var biliyorum. Çocuk gözlerimin gördükleri ve ruhuma kaydolanları elbet günün birinde yazacağım. Şimdi Gezi Parkı zamanı, panayırlar bekleyebilir!
Zaman, değişimin göstergesi olarak sürekli kendini hatırlatırken güncelimiz hızla değişiyor. Bizler dinazorlar kuşağı olarak, gençleri izlemeye yetişebiliyor muyuz diye sorgularken buluyorum kendimi. Gençleri anlamaktan değil izlemekten söz ediyorum! Bizler ki teknolojinin ve sosyal medyanın içinde olduğumuzu düşünen kesimiz! Kendi adıma konuşmam gerekirse sosyal medya denilen ağların iletişim biçimine yabancı değiliz, az çok anladığımızı sanıyordum. Meğer kaçırdığımız çok şey varmış!
Elindeki tuşlara gözü kapalı basan a-sosyal denilen genç - çocuk profilnin hiç de vurdumduymaz bir insan nesli olmadığını görerek çok şaşırdım. Başını kaldırıp cevap vermeye üşenen ama etrafında olup bitenin de çok iyi farkında olan bu yeni nesil insanlık, eski devirlerin artık kapandığının adeta altını çizdiler. Hem de ne çizmek…
Sevgiyle, mizah ile, eğlenceyle, saygıyla çizdiler cesaretin resmini…
Biz dinazorlar, yüreğimiz ağzımızda “eyvah şimdi kan gövdeyi götürecek, hah şimdi canları yanacak tüh vah” ederken aaa bir baktık ki, efendice son derece demokratik bir duruş ile insanlık dersi veriyorlar! Gölgesinden korkan bütün dinazorlar şaşkın.
Benim güncel ezberimi bozdular!
Ezber bozan çocuklar diye geçecekler tarihe… Diyorum ya, bir yığın yapılacak işim vardı son bir haftadır, yazılacak yazılar, pişecek yemekler, kaynatılacak reçeller filan! Tık yok bende.
Hay Allah ezberimi bozdunuz çocuklar, siz çok yaşayın e mi!
Şaşkın ve umutlu ben.
Fotoğraf: Diren Gezi Parkı
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN