Çoban peyniri (keçi)

Keçi ve keçe ile olan derin muhabbetim nelere gebedir şimdiden kestirebilmek zor! Sürprizler iyidir...
Fotoğraftaki çökelek türü keçi peyniri, Fethiye yöresindeki çobanların kendileri için yaptıkları son derece keskin kokulu acımtrak bir peynir. Acısı Kars gravyerinden biraz daha belirgin sanki. Damakta ekşi, tuzlu, hafif tatlımsı ve yoğun acımtrak bir yayılımla sabitleşiyor. Fethiye'nin Bekçiler Köyü'nden peynirci Ali Amca'nın ifade ettiği üzre; ekmeğin yastıkladığı peynir aroması öyle güçlü olmalıymış ki, ekmekten başka hiçbir lezzete ihtiyaç duymamalıymış. Peynirin gerçek bir katık sayılabilmesi, damakta bırakacağı derin izden belli olurmuş.
"Bu peyniri çobanlar dağda yaparlar, köye gelirken sırtlanıp getirirler keçi derisi içinde" diyor Ali Amca. Bir de ilave ediyor; "Avrupa standartları uygulanacakmış işte o zaman böyle kıllı post içinde satış yapamayacakmışız, naylon çuvallara basacakmışız peyniri, hiç aynı tat olur mu?" diye dert yanıyor. Sahi bu gerçekleşir mi?
AB Standartları bu işe niye karışsın anlamak zor! Avrupa' da yerel pazarlarda her türlü peynir açıkta ve üretildiği koşullarda satılmıyor mu? Dünyada, yerel üreticiyi yöresel alışkanlıklarla üretim yapmaya teşvik eden sosyal oluşumlar giderek çoğalırken ve "yerel olan değerlidir" düsturu öne çıkarken, Avrupa Birliği kurmayları kimi ülkelere çifte standart uyguluyor olabilir mi?
Bazı geleneksel değerlerimizi illa da kaybettikten sonra mı bulmak zorundayız!
Fotoğraftaki çökelek türü keçi peyniri, Fethiye yöresindeki çobanların kendileri için yaptıkları son derece keskin kokulu acımtrak bir peynir. Acısı Kars gravyerinden biraz daha belirgin sanki. Damakta ekşi, tuzlu, hafif tatlımsı ve yoğun acımtrak bir yayılımla sabitleşiyor. Fethiye'nin Bekçiler Köyü'nden peynirci Ali Amca'nın ifade ettiği üzre; ekmeğin yastıkladığı peynir aroması öyle güçlü olmalıymış ki, ekmekten başka hiçbir lezzete ihtiyaç duymamalıymış. Peynirin gerçek bir katık sayılabilmesi, damakta bırakacağı derin izden belli olurmuş.
"Bu peyniri çobanlar dağda yaparlar, köye gelirken sırtlanıp getirirler keçi derisi içinde" diyor Ali Amca. Bir de ilave ediyor; "Avrupa standartları uygulanacakmış işte o zaman böyle kıllı post içinde satış yapamayacakmışız, naylon çuvallara basacakmışız peyniri, hiç aynı tat olur mu?" diye dert yanıyor. Sahi bu gerçekleşir mi?
AB Standartları bu işe niye karışsın anlamak zor! Avrupa' da yerel pazarlarda her türlü peynir açıkta ve üretildiği koşullarda satılmıyor mu? Dünyada, yerel üreticiyi yöresel alışkanlıklarla üretim yapmaya teşvik eden sosyal oluşumlar giderek çoğalırken ve "yerel olan değerlidir" düsturu öne çıkarken, Avrupa Birliği kurmayları kimi ülkelere çifte standart uyguluyor olabilir mi?
Bazı geleneksel değerlerimizi illa da kaybettikten sonra mı bulmak zorundayız!
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN