Asci Fok
Her kadının bir kızkardeşi olmalı! | Aşçı Fok

Her kadının bir kızkardeşi olmalı!



Kızkardeşim Vildan'a

Senin varlığına zaman zaman özlem duyarım, biliyor muydun bunu? İlk ne zamandı dur bakayım, otuzlarımın başıydı seni merak edişim. Evet otuzbir yaşımı sürdüğümdeydi sanıyorum. İçimde, pek de adlandıramadığım bir eksiklik gibiydin, tam neye benziyordun hatırlamıyorum. Tek bildiğim benim gibi biri olsaydı ve omuzuna başımı dayayıp ağlayabilseydim diye geçirmiştim içimden. Bir an'dı belki! Çok kısa bir an ama, unutmadım. Sonra yıllar geçti ve ben yine ihtiyaç duydum sana. İtiraf etmeliyim; yaşım ilerledikçe özlüyorum seni ve sana dair o hiç yaşamadığımız kızkardeşliği.

Her kadının bir kızkardeşi olmalı. Halleşip külleşeceği bir kızkardeş nasıl da iyi gelir insana... Sen nasıl biri olurdun acaba, eğer, doğmuş olsaydın! Müşfik mi, sert mi, kırılgan mı, konuşkan mı? Neye benzerdin acep? Zayıf mı olurdun yoksa benim gibi yaşam boyu şişman mı? Amir memur mu olurdun, yoksa sanatçı filan mı? Belki de iyi bir kısmetin çıkar evlenirdin küçücükten, evinin hanım hanımcığı olurdun, hamurlar yoğurup yemekler pişirirdin herkese kim bilir...

Her nasıl olursa olsun, benimle hep sırdaş olurdun hep dertleşirdik seninle değil mi Vildan?

Kızkardeşi olan kadınları izliyorum. Onları kıskanmak aklıma gelmezdi önceleri, şimdi biraz kıskanıyor muyum ne! Kafa kafaya verip nasıl da dedikodu yapıyorlar, nasıl da rahat ve sakınımsızlar. Biri diğerinin el ulağı. Birinin başı ağrısa diğerinin derdi tasası. Biribirlerinde çözülüyor dünyanın tasası, sanki gizli ittifakın yeminli muhafızlığı gibi bir şey kız kardeşlerin kardeşliği.

Bazen nasıl da özlüyorum seni...

Sen benim doğum günlerimde pasta yapar mıydın, yapamasan da gidip en sevdiğimden satın alır mıydın? Hediyem de olurdu yanında değil mi? Ben zaten hiç unutmaz, sektirmezdim önemli günlerini. Belki aynı şehirde yaşar sıkça görüşür, içimize darallar geldi mi birbirimizde alırdık soluğu. Abla kardeş alışverişe giderdik, çay kahve içerdik çarşı kahvelerinde buluşup. Yemeğe de giderdik sadece ikimiz...

Çocukların olurdu boy boy, kim bilir... Kız ve oğlan bana; "teyze" derlerdi. Teyze, anne yarısı. Anne kokusu gibi...

Hiç aklıma gelmezdi kızkardeşi olanlara özeneceğim! Kız kardeşler arasında kendiliğinden oluşan o özel bağın derinliğine hiç bir zaman vakıf olamayacağımı biliyorum ya, belki o yüzden...

İnsan yaşlandıkça duygusallaşıyor. Gençleri kızdıracak denli gereksiz bir melankoliye kapılıyorum galiba. Yirmili yaşlarımda hiç aklıma gelmeyen bir şey bu. Yaşlılar der ya; Gençlikte anlaşılmıyor.

Ama; sen beni anlardın değil mi Vildan? Bayramımı da kutlardın, unutmazdın eminim. Uzakta bile olsan "ablacığım bayramın kutlu olsun" derdin eminim.
    
12 Eylül 2010 Pazar

7556 okunma

Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN



Son Yazılarım