Göç ve Mübadelenin Torunlarıyla Ayvalık Yemekleri Buluşması
 
        
        
       		 
            Eskiden poplin elbise giymek kalbur üstülüğü işaret ederdi. Basma elbisenin bir kademe daha üstünüydü çünkü. Çiçekli poplin elbise giymiş Ayvalıklı hanımların o belleğime kazınmış görünümü olmasaydı, Egeli kadınların kasaba sokaklarındaki özgür dolanımları gelmeyecekti aklıma! Bütün Egeli kadınlar böyledir oysa… O gün, yani Ayvalık Yemekleri Grubu’nun buluşma günü ellerindeki enginarlı pilav ve çiçek sarmalı tencereleriyle, lorlu poğaça ve otlu börek dolu tepsileriyle mutfaklarından balkonlarına taşır gibi sokaktan geçip Camlı Kahve’ye getiren Ayvalıklı hanımlarlayız. Ve o güzel günü başlatan oluşumun kurucuları beylerleyiz… Ayvalık Macaron mahallesinin asma gölgeli tarihi sokaklarında, buz gibi naneli limonatalı, koruk suyu günlerindeyiz. Mevsimlerden yaz, yazın tam ortasındayız. 
Sosyal ağların gücünü kabul etmek gerek
Ülkemizde neler olduğunu anlayamadığımız çelişkiler içinde debeleniyorken, geçtiğimiz günlerde Ayvalık’ta harika bir buluşmaya davetliydik. Sosyal ağların gücünü öne çıkaran Ayvalık Yemekleri Grubunun düzenlediği bir sosyal çalışmaydı.
Ayvalık Yemekleri Grubu, Facebook sayfası olarak 2012 yılında oluşturulmuş bir grup. On yedi bin dört yüz küsur üyeye sahip olan grubun kurucuları Ayvalıklı Cenk Geçermiş ve İbrahim Yıldırım. Her ikisi de mübadil torunu iki arkadaşlar. Ayvalık Mutfağı olarak nam salmış, kökeninde adalar (Midilli ve Girit) yemek çeşitliliğini de barındıran lezzetleri kendi evlerinde sürekli yapıp yemekteler. Zaman içinde anne ve büyükannelerinden alıştıkları tatları hiç bozulmadan gün yüzüne çıkarmak gibi bir dertleri olmuş! Cenk Geçermiş ve İbrahim Yıldırım her ikisi de ağız birliği etmişçesine aynı yola aynı zamanda çıkmaya karar verip bu anlamda sosyal ağ bünyesinde pek çok Ayvalık lezzetleri müptelasını bir araya getirmişler. Ayvalık yemek kültürünün öz haliyle korunmasına hizmet etmek gibi bir niyet besledikleri için kısa zamanda Ayvalıklı ve Ayvalık yemekleri sevdalıları tarafından kabul görmekte gecikmemişler.
Hatta hızlarını alamamış olacaklar ki; Cenk Geçermiş bir de yemek kitabı yazmış. “Ayvalık Aşkı / Ege’den Gelen Lezzetler” adındaki kitap sosyal bir sorumluluk olarak görevini hakkıyla yerine getirmeye devam ediyor.
Gelelim Ayvalıktaki buluşmaya…
Sosyal ağların gücü diyordum, evet iyi kullanılırsa öyle büyük bir güç ki, bunun örneğini Ayvalık Yemek Grubu’nun buluşma ve tanışma organizasyonunda görmüş olduk. Ayvalık’ın daracık tarihi sokakları arasında gölgeleri kovalayan bir Temmuz günüydü. Sıcağın ve ülke gerginliğinin kol gezdiği günlerde, ülkemizin farklı coğrafyalarından gelmiş pek çok grup üyesiyle birlikte lezzetli Ayvalık yemeklerinin mübadil odaklı tatlarına konuk olduk. Emeği geçenleri yürekten kutlarken Seyr-i endam eden lezzetlere değinmezsek çok şey eksik kalır.
Hem hanımlar hem beyler kadim bilgilerle donatılmış lezzet hafızalarını hiçbir yarışma sancısı ve maddi çıkar gözetmeden tüm naiflikleriyle ortaya çıkarmışlardı. Hem de herhangi bir resmi sponsoru arkalarına almadan… Demek böylesi güzellikler de olabiliyormuş! Kutlamamak elde mi.
Dışarıdan gelen konuklara güzel bir ev sahipliği yapan Ayvalıklı grup üyelerinin Camlı Kahve’nin ortasına kurdukları şölen sofrasındaki lezzetler tadılmaya değerdi.
Öncelikle Cenk Geçermiş’in hazırladığı özel tatlar isli uskumru ve isli midye ile başlarsak, Emel’in Mutfağı’nın işkembeli ve defneli nohudu, Paşa Çorba’dan İzzet Durko’nun ada köftesi ve istifnolu kabacık haşlaması, Ayşegül Gezen’in kapaktan kesmesi, Ege Sade’nin kek ve mayalı poğaçası, Dilek Sezgin’in Girit peksimeti, Zehra Konuşkan’ın lorlu kurabiyesi, Özlem Kaya’nın deniz börülcesi ve fırınlanmış biber ve patlıcan dolmaları ki; Egeliler dolmayı bol yeşillikle domatesli yaparlar. Sebahat Geçermiş’in deniz fasulyesi, kabak ve börülce salataları, Gülay Elbi’nin asma ve kabak çiçeği sarmaları, Kıymet Gider’in Ege usulü karışık kızartması, Nebahat Dinler’in enginarlı pilavı, Nejla Kara’nın enginar dolması ve kabak salataları, Şeyda Armağan’ın otlu böreği ve özel hazırladığı dörde bölünmüş enginar dolması “şenginar” dikkatleri fazlasıyla çekiyordu.
Görünen oydu ki, yaz olması nedeniyle Ayvalık Mutfağı’nda başrol kabak ve enginardaydı, tabi börülceyi de unutmalım! Kış buluşması olaydı eminim envai çeşit ot da başı çekecekti.
Son zamanlarda ülkecek elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen acemi ergenler gibiyiz. Ne yaparsak nasıl olur, ne yapmaz isek daha uygun olur gibi fikir jimnastikleriyle yoruluyoruz. Bazen büyük resmin tamamına odaklanıyoruz derken, küçük yaşamsal gereklilikleri es geçebiliyoruz. Tipik bir Ege kasabası olan Ayvalık’ta bir grup insan kendi sahip olduğu yerel değerlere sahip olmanın en keyifli halini yaşıyor ve yaşatıyorlar, örneklerini çoğaltmak adına haberdar etmek boynumun borcuydu.
Lezzette kalın…
                     
                
                     Emel'in Mutfağı'ndan işkembeli nohut
                Emel'in Mutfağı'ndan işkembeli nohut 
                     
                
                     
                
                     
                
                     
                
                     
                
                     
                
                     
                
                     
                
		   
		   			
				  
					  
					
					
            	
			
            
            Sosyal ağların gücünü kabul etmek gerek
Ülkemizde neler olduğunu anlayamadığımız çelişkiler içinde debeleniyorken, geçtiğimiz günlerde Ayvalık’ta harika bir buluşmaya davetliydik. Sosyal ağların gücünü öne çıkaran Ayvalık Yemekleri Grubunun düzenlediği bir sosyal çalışmaydı.
Ayvalık Yemekleri Grubu, Facebook sayfası olarak 2012 yılında oluşturulmuş bir grup. On yedi bin dört yüz küsur üyeye sahip olan grubun kurucuları Ayvalıklı Cenk Geçermiş ve İbrahim Yıldırım. Her ikisi de mübadil torunu iki arkadaşlar. Ayvalık Mutfağı olarak nam salmış, kökeninde adalar (Midilli ve Girit) yemek çeşitliliğini de barındıran lezzetleri kendi evlerinde sürekli yapıp yemekteler. Zaman içinde anne ve büyükannelerinden alıştıkları tatları hiç bozulmadan gün yüzüne çıkarmak gibi bir dertleri olmuş! Cenk Geçermiş ve İbrahim Yıldırım her ikisi de ağız birliği etmişçesine aynı yola aynı zamanda çıkmaya karar verip bu anlamda sosyal ağ bünyesinde pek çok Ayvalık lezzetleri müptelasını bir araya getirmişler. Ayvalık yemek kültürünün öz haliyle korunmasına hizmet etmek gibi bir niyet besledikleri için kısa zamanda Ayvalıklı ve Ayvalık yemekleri sevdalıları tarafından kabul görmekte gecikmemişler.
Hatta hızlarını alamamış olacaklar ki; Cenk Geçermiş bir de yemek kitabı yazmış. “Ayvalık Aşkı / Ege’den Gelen Lezzetler” adındaki kitap sosyal bir sorumluluk olarak görevini hakkıyla yerine getirmeye devam ediyor.
Gelelim Ayvalıktaki buluşmaya…
Sosyal ağların gücü diyordum, evet iyi kullanılırsa öyle büyük bir güç ki, bunun örneğini Ayvalık Yemek Grubu’nun buluşma ve tanışma organizasyonunda görmüş olduk. Ayvalık’ın daracık tarihi sokakları arasında gölgeleri kovalayan bir Temmuz günüydü. Sıcağın ve ülke gerginliğinin kol gezdiği günlerde, ülkemizin farklı coğrafyalarından gelmiş pek çok grup üyesiyle birlikte lezzetli Ayvalık yemeklerinin mübadil odaklı tatlarına konuk olduk. Emeği geçenleri yürekten kutlarken Seyr-i endam eden lezzetlere değinmezsek çok şey eksik kalır.
Hem hanımlar hem beyler kadim bilgilerle donatılmış lezzet hafızalarını hiçbir yarışma sancısı ve maddi çıkar gözetmeden tüm naiflikleriyle ortaya çıkarmışlardı. Hem de herhangi bir resmi sponsoru arkalarına almadan… Demek böylesi güzellikler de olabiliyormuş! Kutlamamak elde mi.
Dışarıdan gelen konuklara güzel bir ev sahipliği yapan Ayvalıklı grup üyelerinin Camlı Kahve’nin ortasına kurdukları şölen sofrasındaki lezzetler tadılmaya değerdi.
Öncelikle Cenk Geçermiş’in hazırladığı özel tatlar isli uskumru ve isli midye ile başlarsak, Emel’in Mutfağı’nın işkembeli ve defneli nohudu, Paşa Çorba’dan İzzet Durko’nun ada köftesi ve istifnolu kabacık haşlaması, Ayşegül Gezen’in kapaktan kesmesi, Ege Sade’nin kek ve mayalı poğaçası, Dilek Sezgin’in Girit peksimeti, Zehra Konuşkan’ın lorlu kurabiyesi, Özlem Kaya’nın deniz börülcesi ve fırınlanmış biber ve patlıcan dolmaları ki; Egeliler dolmayı bol yeşillikle domatesli yaparlar. Sebahat Geçermiş’in deniz fasulyesi, kabak ve börülce salataları, Gülay Elbi’nin asma ve kabak çiçeği sarmaları, Kıymet Gider’in Ege usulü karışık kızartması, Nebahat Dinler’in enginarlı pilavı, Nejla Kara’nın enginar dolması ve kabak salataları, Şeyda Armağan’ın otlu böreği ve özel hazırladığı dörde bölünmüş enginar dolması “şenginar” dikkatleri fazlasıyla çekiyordu.
Görünen oydu ki, yaz olması nedeniyle Ayvalık Mutfağı’nda başrol kabak ve enginardaydı, tabi börülceyi de unutmalım! Kış buluşması olaydı eminim envai çeşit ot da başı çekecekti.
Son zamanlarda ülkecek elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen acemi ergenler gibiyiz. Ne yaparsak nasıl olur, ne yapmaz isek daha uygun olur gibi fikir jimnastikleriyle yoruluyoruz. Bazen büyük resmin tamamına odaklanıyoruz derken, küçük yaşamsal gereklilikleri es geçebiliyoruz. Tipik bir Ege kasabası olan Ayvalık’ta bir grup insan kendi sahip olduğu yerel değerlere sahip olmanın en keyifli halini yaşıyor ve yaşatıyorlar, örneklerini çoğaltmak adına haberdar etmek boynumun borcuydu.
Lezzette kalın…
 
                
                     
                
                     
                
                     
                
                     
                
		   
		   			Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN

