Ahmet ADA'nın ardından

Şair Ahmet Ada’yı da kaybetmişiz. O da göçüp gidivermiş bu dünyanın curcunasından. Ne denir? Neyi nasıl dersek iyi olur bilemiyoruz ki… Ölenleri, bir ışıklı bahçelere göndermedir gidiyor, "ışığı bol olsun" diyoruz, "ışıklarda uyusun" filan diyoruz. Onun ruhuna iyi gelecekse 'olsun', ışığı bol olsun.
Geride kalan sevdiklerine sabırlar dilemekten başka elimizden ne gelir…
Yıllar önceydi, milenyumdan bile önceydi; Erguvan Bayramı / 1998 baharı, Bursa Edebiyat Günleri’ydi sanıyorum. O tarihlerde gündüzleri kent etkinliklerinden sonra, geceleri Siyaz’a gelirdi edebiyatçılar. O zaman tanışmıştık Ahmet Ada ile. Siyaz’ın bütün merdiven boşluklarına yayılan Gheorghe Zamfir’in o içe işleyen flütü eşliğinde paylaşımların havada uçuştuğu, yine edebiyata teşne bir geceydi. Daha kasetçalarlı zamanlardı, kaset bitti mi ters yüz ederdik, henüz cd'ler pek yeniydi. Elimde meyve ve çerez tabakları salona girip çıkıyorum, edebiyatçılar büyük masanın etrafına toplanmışlar muhabbetin bini bi para. Ahmet Ada yanıma usulca gelip “yan flüt mü, pan flüt mü" diyerek beni şaşırtmış, "Zamfir’i çok severim, ne güzel bir mekanınız var” demişti. Teşekkür edip gülümsediğimi hatırlıyorum...
Ahmet Ada’nın anısına…
Yağmurlu bir gün bugün. Havada baharı kıskanan bir karabasan var. Şiirleri arasından benim seçkim bu olsun; "Yağmur yağardı da şemsiyesi olmazdı"
Yağmur Yağardı da
Şemsiyesi Olmazdı
Yazsa eski bir pencere gül açılırdı
Kimi zaman da ay ışığı çocukluk yıllarından
Balkonları Akdenizli evlerdendi evleri
Horozibiği aslanağzı fesleğen kokardı
Saçları okşanmak için miydi evet öyleydi
Üstelik yağmurda göğe doğru uzardı
Yağmur yağardı da şemsiyesi olmazdı
Arka mahallede ceplerine yağmur dolardı
Sesi siyah beyaz mıydı evet öyleydi
Bir hüzün sonbaharı ki hep oydu
Diyelim çeşmeler dondu, dallar kırıldı
Kış oydu, içimdeki fırtına o
Bütün kış saçları portakal kokardı
Oydu mahallenin göğe ağan kızı
Yalın bir kışı başlatan oydu
Yağmur yağsa saçak altı arayan o
Bir ayrıntı değildi saçındaki kurdela
Kirpiklerinin bir buluta özenişi
Kirpikleri mavi miydi evet öyleydi
Yağmur yağsa mis gibi yağmur kokardı
Yağmur yağardı da şemsiyesi olmazdı
(Küçük Bir Anmalık’dan) Ahmet ADA
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN