Ocak başından

Her birimiz türlü huylardayız. Öyle basit ve sıradan alışkanlıklarımız var ki, değiştirmek aklımızın ucundan geçmez. Gün geçmiyor kendime ait davranış biçimimi sorgulamayayım! Hani şu ocağın yanına konan büyük boy yemek karıştırma kaşıklığı vardır ya, işte o kaşık altlığım hiç olmadı benim. Gerek duymadım herhalde. Sahi onun özel bir adı var mı? Çoğu mutfakta görürüm, genellikle melamin, mika, porselendirler. Yemek pişirenin karıştırma kepçesine yuva görevi görürler.

Bir garip takıntıyla bu işlevsel mutfak eşyasına karşı durmuşum hep yeni fark ediyorum. Herhangi bir tabağa koyduğum karıştırma kepçelerimin bundan sonra yeri belli! Çiğdem’in atölyesinde gördüğüm toprak kaşık altlığına vurulunca sonuç malum. Hem de sosluğuyla, hem de sırlı… Çiğdem yine çok cici işler üretmiş, fırsat yaratanlar Ayvalık' daki atölyesine uğrarlarsa görecekler.

Bütün yemek pişirenlerin pek söze dökmediği küçük alışkanlıkları vardır. Bu alışkanlıklara bazıları mutfak sırları diyorsa da, ben kişisel alışkanlık demeyi tercih ediyorum. İşte bu alışkanlıklarımızı çoğu zaman kendimize bile açıklamakta güçlük çekeriz, hatta çoğunun farkında bile değilizdir. El çabukluğuyla kotarıveririz. Her şey öyle yemek tariflerindeki gibi şu kadar un bu kadar yağ yumurtayla, tuz, şekerle sınırlı değil elbet. Her pişirdiğine kendinden bir şeyler katmayan var mı?

Sözü dolandırmayayım; benim ocağımın başında salt baharatlar hariç minik kâseler, şişecikler filan olur. Çoğu zaman fazlasını atmaya kıyamadığım soslar, reçel suları, sarımsaklı sirkeler, sebze suları gibi yoğun tat bileşenlerini karıştırır yemeklerime birer kaşık birkaç damla katarım. Yapacağım yemeğe göre imdat gibidirler. Biraz zerdeçal ve zencefil suyu, limon ya da nane suyu, sirke, içine biraz da portakal reçeli suyu zeytinyağlı bir yemeğe bir fiskelik dokunuş olabilir. Karıştırıp koyarım ocak başına. Bunun ölçüsü tarifi olmaz benim için. İçimden yakışacağını düşünmek geçiyorsa doğrudur. Asıl olan neyin ne ile bütünleşeceğine kanaat getirmek.

Çiğdem Çömlekcilik’den aldığım bu kaşık altlığım ile şu minik sos kâseciğimin öyküsü de bu olsun. Aklıma takılmıştı yazayım dedim.