Biber dedim de...

Günaydınlar, dün arka bahçemdeki beş altı kök olan kıl biberlerimin kuru dallarını ve gereksiz otu çöpü temizlemeye girişmiştim. Yerine bakla tohumlarımı ekeceğim malum bakla bu mevsimde gömülür toprağa. Ben biraz geciktim bile, komşuların baklaları topraktan on santim yeşillenmeye başlamış bile.

Neyse, kıl biberleri sökeyim derken ne o uçlarındaki son çiçekler hala duruyor ve aralarında körpecik yemyeşil bibercikler çıtır çıtır! Doğa nasıl da muhteşem, Kasımın sonunda bahçede yeşil biber!

Aslında şu salça yaptığımız kapya dedikleri yağ biberini konu edeyim diyordum bu sabah, Ezine beyaz peyniri ile közlenmiş etli yağ biberini kahvaltıya pek yakıştırırım. Kıl biberler bonus oldu bir de geçen hafta Edremit pazarından aldığım Ayvacık küp çökeleği ve keten tohumlu diyet ekmeğim... Şu keten tohumlu çavdarlı, kepeği alınmamış undan yapılan ekmeği pişiren fırınla yakın temasta bulunayım diyorum, üç saatte pişirdikleri bu doyurucu ekmeğin seceresini iyice öğreneyim yazarım yine. Şimdilik test aşamasında!

Küp yada testi çökeleğinin o keskin aromasını bilirsiniz, bir tabağa iki üç kaşık çökelek, iki kaşık taze sızma zeytinyağı ve biraz da kekik ve kırmızı biber ufalayınca sonucu tahmin edersiniz. Hem kahvaltılık hem akşamlık!

Sahip olduğumuz her şey için şükürler olsun...