Çakırhamam'daki Ulus Pastanesi'nden gelirdi onun doğum günü pastası. Ben bildim bileli hep öyle olmuştu.
Bazı günler vardır farklı duygular içinde oluruz, sorarız kendimize bu günlerde kimin doğum günü vardı diye. Muhtemelen ölümlü olduğumuzun ayırdında olduğumuz daha hassas günlerimizdir bunlar! İnsanı bol olanların hatırladığı veya hatırlamak istemeyeceği ne çok doğum günü vardır. İşte bir on beş Ocak, dört beş kişi vardır bugün doğan ve yaşamımın bir bölümüne denk düşen sevdiğim insan.
Biri var ki, bedenen bu dünyada değil şimdi. Yine bir 15 Ocaktı; 13 yada 14' üncü doğum günüydü sanırım. Aynı yaşlardaydık çocukluk arkadaşım Bilgi'yle.
Gül kurusu pembe kadifeden mini bir elbise giymişti o doğum gününde. Büyüme özentisi ince ten rengi çorap üstüne pembe dizaltı çorapları gözümün önünde. Nasıl da büyüme telaşındaydık o yaşlarda... Modaydı o vakitler ince çorap üzerine kalın renkli pamuklu çorap giymek, okula da siyah ve beyaz çoraplar geçirirdik ince çoraplarımızın üstüne.
Kahverengi, kalın çerçeveli numaralı gözlükleri vardı Bilgi'nin, parmaklarına üstüste yüzükler takardı, ince altın ve gümüş zincirleri aynı anda takmayı severdi. Zevkliydi, moda dergilerini takip eder yeni tasarımlar çizerdi kendisi için. Aile yadigarı takılara önem verir, büyüme göstergesi ağır mücevherleri özel günlerde annesi Mukaddes Teyze'den izin alarak takardı. Biz bütün kızların, köşesi nazar boncuklu yaprak ve kalp kolyelerimiz olurdu o devirde, karne hediyesi alırdı babalarımız. Onun da vardı.
Annesi dikmişti fitilli kadifeden pembe elbisesini. Zayıftı o, ne giyse yakışırdı. Gerçi o zayıflığını beğenmez bacaklarının etlenmesi için sürekli atıştırırdı. Kilo almak ister benim tombulluğuma bayılırdı. Yanyana 'bir' ve 'sıfır' gibiydik, 10 rakamı derlerdi ikimize...
Doğan Kardeş Dergisi'ni bıraktıktan sonra Hey dergisi ve Samanyolu almaya başlamıştık, her hafta sırayla okurduk. Demis Roussos, Bob Dylan, Cat Stevans, Cem Karaca, Üç Hürel, Edip Akbayram, Elton John filan dinlerdik...
"Good by My Love Good by" ile ayaklarımız yerden kesilirdi, radyodan şarkı isteyip ismimizin okunması büyük heyecanımızdı. Hep eğlenceli olurdu Bilgi'nin doğum günü partileri. Ulus Pastanesinden gelirdi pastaları... Pastane pastası satın almak öyle önemliydi ki o yıllarda, annelerimizin yaptıklarını nedense küçümserdik çocuk aklımızla!
Nasıl da beğenmiştim Bilgi'nin pembe mini elbisesini, ben tombul bacaklarıma mini giyemezdim ne çok üzülürdüm...
Artık aramızda olmayan, bu dünyadan göçmüş sevdiklerimizi andığımızda onların ruhlarının varlığını çok yakınımızda hissederiz. Tatlı bir ürperti, ani esen rüzgar gibi.
Nazım Hikmet dahil sayısız ruhun doğum günü kutlu olsun bugün. Bedenli yada bedensiz nice yıllara...
Çakırhamam'daki Ulus Pastanesi'nden gelirdi onun doğum günü pastası. Ben bildim bileli hep öyle olmuştu.
Bazı günler vardır farklı duygular içinde oluruz, sorarız kendimize bu günlerde kimin doğum günü vardı diye. Muhtemelen ölümlü olduğumuzun ayırdında olduğumuz daha hassas günlerimizdir bunlar! İnsanı bol olanların hatırladığı veya hatırlamak istemeyeceği ne çok doğum günü vardır. İşte bir on beş Ocak, dört beş kişi vardır bugün doğan ve yaşamımın bir bölümüne denk düşen sevdiğim insan.
Biri var ki, bedenen bu dünyada değil şimdi. Yine bir 15 Ocaktı; 13 yada 14' üncü doğum günüydü sanırım. Aynı yaşlardaydık çocukluk arkadaşım Bilgi'yle.
Gül kurusu pembe kadifeden mini bir elbise giymişti o doğum gününde. Büyüme özentisi ince ten rengi çorap üstüne pembe dizaltı çorapları gözümün önünde. Nasıl da büyüme telaşındaydık o yaşlarda... Modaydı o vakitler ince çorap üzerine kalın renkli pamuklu çorap giymek, okula da siyah ve beyaz çoraplar geçirirdik ince çoraplarımızın üstüne.
Kahverengi, kalın çerçeveli numaralı gözlükleri vardı Bilgi'nin, parmaklarına üstüste yüzükler takardı, ince altın ve gümüş zincirleri aynı anda takmayı severdi. Zevkliydi, moda dergilerini takip eder yeni tasarımlar çizerdi kendisi için. Aile yadigarı takılara önem verir, büyüme göstergesi ağır mücevherleri özel günlerde annesi Mukaddes Teyze'den izin alarak takardı. Biz bütün kızların, köşesi nazar boncuklu yaprak ve kalp kolyelerimiz olurdu o devirde, karne hediyesi alırdı babalarımız. Onun da vardı.
Annesi dikmişti fitilli kadifeden pembe elbisesini. Zayıftı o, ne giyse yakışırdı. Gerçi o zayıflığını beğenmez bacaklarının etlenmesi için sürekli atıştırırdı. Kilo almak ister benim tombulluğuma bayılırdı. Yanyana 'bir' ve 'sıfır' gibiydik, 10 rakamı derlerdi ikimize...
Doğan Kardeş Dergisi'ni bıraktıktan sonra Hey dergisi ve Samanyolu almaya başlamıştık, her hafta sırayla okurduk. Demis Roussos, Bob Dylan, Cat Stevans, Cem Karaca, Üç Hürel, Edip Akbayram, Elton John filan dinlerdik...
"Good by My Love Good by" ile ayaklarımız yerden kesilirdi, radyodan şarkı isteyip ismimizin okunması büyük heyecanımızdı. Hep eğlenceli olurdu Bilgi'nin doğum günü partileri. Ulus Pastanesinden gelirdi pastaları... Pastane pastası satın almak öyle önemliydi ki o yıllarda, annelerimizin yaptıklarını nedense küçümserdik çocuk aklımızla!
Nasıl da beğenmiştim Bilgi'nin pembe mini elbisesini, ben tombul bacaklarıma mini giyemezdim ne çok üzülürdüm...
Artık aramızda olmayan, bu dünyadan göçmüş sevdiklerimizi andığımızda onların ruhlarının varlığını çok yakınımızda hissederiz. Tatlı bir ürperti, ani esen rüzgar gibi.
Nazım Hikmet dahil sayısız ruhun doğum günü kutlu olsun bugün. Bedenli yada bedensiz nice yıllara...