Kumbh-Mela ve Ganga Aarti Törenleri

Üç günden bu yana Haridwar'ın Himalaya'lardan esen mistik rüzgarıyla hemhal oluyorum...
Rishikesh, Haridwar'ın daha da yükseğinde Ganj nehrinin ilk çıktığı Himalaya kaynağına çok yakın. Ganj bu bölgede oldukça temiz. Gerçi farketmiyor temiz ya da kirlenmiş olması, Hintliler her bir ihtiyacını aynı nehir kıyısında görmekte pek maharetliler maşallah!
Her yer ruhsallık kokuyor, dinsel olmayan hiçbir ayrıntı yok gibi. Dinsel kurallar alabildiğine çeşnili ve değişken. Ayrıca kim kimdir? Kim niye niçin tapınıyor anlayabilmek güç. Dev Siva heykelleri tüm yakışıklılığıyla geleni geçeni önünde ''Namaste'' dedirtiyor.
Yaşlısı genci tüm Hintliler buraya akın akın geliyorlar. Bu içinde bulunduğumuz bir aylık süre kutsal Kumbh Mela yoga festivalini de içine alıyor. Kumbh Mela’yı Ujjain'de sanıp oraya gidecektik, fakat her seferinde yeri değiştiği için bu defa Haridwar'da gerçekleşeceğini öğrendik. Henüz klasik aşram törenlerinden farklı bir seremoni görmüş değiliz. Bu akşamdan umutluyum, umarım beklediğim ölçüde farklı bir Sadu dini törenine tanık olabilirim...
Sadular felsefeleri ile oldukça ilgi uyandıran çöpten adamlar. Ellerinde asaları, iskeletor gibi kemik saydıran simsiyah bedenleriyle yarı çıplak gezen yaşlı ermişler! Ayaklarında tek tokmaklı takunya veya yalın ayak, ellerinde yemek tasları ve üzerlerinde özel eşya taşımayan, parayla işi olmayan ruhsallıkta merhale katetmiş ileri varlıklar!
Tabii, bütün Sadu görünüşlü insanlar gerçek felsefeye sadık kalabilmiş mi tartışılır, pek sanmıyorum... Üç kağıtçı Sadular ortalıkta bol miktarda var. Hatta, insana şöyle dedirtiyor; ''dilenciliğin ve tembelliğin ruhsallığa bürünmüş şekli.'' Gayet rahat yiyecek ve para isteyebiliyorlar, hem de hiç çekinmeden. Sanki insanlar onlara bakmakla görevliymiş gibi! Onların zenginlerinin birinci görevi; bütün boşta gezen sadu takımının günlük yemeğini karşılayıp karınlarını doyurmak ve kendi ruhlarını huzura kavuşturmak.
Tapınak ve aşramlardan yükselen ''Om Shanti, Ooom Shanti'' ve ''Om Nama Sivaya'' seslerinin melodisel çekilişiyle birinden diğerine hevesle geçiyorum. Bir başkasında klasik 'Hare Hare Krisna'' mantrası biteviye tekrarlanmakta.
Haridwar ve Rishikesh'de ''om'' çeken insanların gökyüzüne yükselen yakarışlarının ruhsal kokusu, her ne kadar sokak ve aşramlardaki hiç sönmeyen tütsülerden geliyorsa da atmosfer oldukça ağır. İbadet bütün hayatın temeliymişcesine yaşanırken günün güncelliğini yakalayabilmek oldukça güç!
Ganj nehrine Ganga diyorlar. Bu akşam Ganga Aarti denilen farklı bir sadu törenine katılmayı bekliyorum merakla. Ganj'a salıverileceğim dilek kayığım var.
7- Nisan 2004 Haridwar - UTTARANCHAL EYALETI
Yolculuk: 12

Haridwar'da Siva'ya yiyecek ve hediye sunma toreni
Rishikesh, Haridwar'ın daha da yükseğinde Ganj nehrinin ilk çıktığı Himalaya kaynağına çok yakın. Ganj bu bölgede oldukça temiz. Gerçi farketmiyor temiz ya da kirlenmiş olması, Hintliler her bir ihtiyacını aynı nehir kıyısında görmekte pek maharetliler maşallah!
Her yer ruhsallık kokuyor, dinsel olmayan hiçbir ayrıntı yok gibi. Dinsel kurallar alabildiğine çeşnili ve değişken. Ayrıca kim kimdir? Kim niye niçin tapınıyor anlayabilmek güç. Dev Siva heykelleri tüm yakışıklılığıyla geleni geçeni önünde ''Namaste'' dedirtiyor.
Yaşlısı genci tüm Hintliler buraya akın akın geliyorlar. Bu içinde bulunduğumuz bir aylık süre kutsal Kumbh Mela yoga festivalini de içine alıyor. Kumbh Mela’yı Ujjain'de sanıp oraya gidecektik, fakat her seferinde yeri değiştiği için bu defa Haridwar'da gerçekleşeceğini öğrendik. Henüz klasik aşram törenlerinden farklı bir seremoni görmüş değiliz. Bu akşamdan umutluyum, umarım beklediğim ölçüde farklı bir Sadu dini törenine tanık olabilirim...
Sadular felsefeleri ile oldukça ilgi uyandıran çöpten adamlar. Ellerinde asaları, iskeletor gibi kemik saydıran simsiyah bedenleriyle yarı çıplak gezen yaşlı ermişler! Ayaklarında tek tokmaklı takunya veya yalın ayak, ellerinde yemek tasları ve üzerlerinde özel eşya taşımayan, parayla işi olmayan ruhsallıkta merhale katetmiş ileri varlıklar!
Tabii, bütün Sadu görünüşlü insanlar gerçek felsefeye sadık kalabilmiş mi tartışılır, pek sanmıyorum... Üç kağıtçı Sadular ortalıkta bol miktarda var. Hatta, insana şöyle dedirtiyor; ''dilenciliğin ve tembelliğin ruhsallığa bürünmüş şekli.'' Gayet rahat yiyecek ve para isteyebiliyorlar, hem de hiç çekinmeden. Sanki insanlar onlara bakmakla görevliymiş gibi! Onların zenginlerinin birinci görevi; bütün boşta gezen sadu takımının günlük yemeğini karşılayıp karınlarını doyurmak ve kendi ruhlarını huzura kavuşturmak.
Tapınak ve aşramlardan yükselen ''Om Shanti, Ooom Shanti'' ve ''Om Nama Sivaya'' seslerinin melodisel çekilişiyle birinden diğerine hevesle geçiyorum. Bir başkasında klasik 'Hare Hare Krisna'' mantrası biteviye tekrarlanmakta.
Haridwar ve Rishikesh'de ''om'' çeken insanların gökyüzüne yükselen yakarışlarının ruhsal kokusu, her ne kadar sokak ve aşramlardaki hiç sönmeyen tütsülerden geliyorsa da atmosfer oldukça ağır. İbadet bütün hayatın temeliymişcesine yaşanırken günün güncelliğini yakalayabilmek oldukça güç!
Ganj nehrine Ganga diyorlar. Bu akşam Ganga Aarti denilen farklı bir sadu törenine katılmayı bekliyorum merakla. Ganj'a salıverileceğim dilek kayığım var.
7- Nisan 2004 Haridwar - UTTARANCHAL EYALETI
Yolculuk: 12

Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN