Asci Fok
Ev değiştirmenin spiritüel yanı! | Aşçı Fok

Ev değiştirmenin spiritüel yanı!

Ev değiştirmenin spiritüel yanı!

“Ev - mekan değiştirerek tekâmül sağlanır mı?” Diye sorsalar hemen parmağımı kaldırır, evet derim. Tekâmül dediğin nedir, yenir mi içilir mi? Bir imtiyaz mı?

Ve kısaca, yaşam deneyiminde ilerleme sağlamak desem yine başka sorular ardıllaşıp yapışır yakamıza.

İlerleme!

Nedir ilerleme ya da gerileme? Zekâ ile ilgili bir şey mi? Otomobil, tren değiliz ki, makine hiç değiliz. Sahi nereye ilerliyor ya da geriliyoruz?

Kişi kendi deneyimlerinin farkında olup bütün bunların cevabını da taşıyor cebinde. Biliyoruz elbet, bilmez miyiz başımıza gelenlerin niçinini!

Her ev taşıyışımda, geride bıraktığım evde pek çok eşyamı giderken götürmem, evi hırpalamam ki benden sonra gelenler zahmet çekmesin. Klima, ısıtıcı, dolap, jaluzi, döşeme, aparat, tüp vs. türü şeyleri bırakır giderim… Gittiğim yeni evimde bir çaresine bakarım diye düşünürüm, düşünürüm de aaa bir bakarım geride bıraktığım ya da sahip olmayı hedeflediğim her şeyin en az iki üç fazlası yeni evimde karşımda!

Bu beni çok düşündürmüştür. Üstelik her defasında meçhule giden bir yolcu gibi davranırım, neyle karşılaşacağımı bilmem, bilmek de istemem. Tek bildiğim; iyi şeyler olacağından emin olduğumdur. Bu nasıl bir bilme halidir işte onu bilmiyorum!

Sevdiğim halde vazgeçtiğim her şeyin çok daha fazlasıyla yeniden ve daha çoğuyla karşılaşmak harika bir deneyim.

Üç ev önceki taşınmamda ankastra mutfağımın mutfak tüpünü bırakmış, çift tüpten tek mutfak tüpüne kalmıştım. Ekim ayı itibarıyla taşındığım bu sonuncu evimde üç adet mutfak tüpü beni bekliyordu! İki mutfaklı bir ev için gerekliydi de üstelik… Ve bunun gibi pek çok örnekle aynı anda yüzyüze gelmek düşündürücü olduğu kadar keyifli de. Salt eşya da değil, ihtiyacımız olan insan potansiyeli için de geçerli bu durum. Ayaklarımızın suya ermesi için bando mızıka gerekmiyor tabi!

Bir eşyamdan vazgeçip üç eşya ile karşılaşmak, bir verip üç - beş - onbeş almak kendiliğinden akış içinde olan bir durum. Ticaret gibi hesap kitapla mümkün değil! Bunu hep yaşıyor olmak 2012'de iyice ayyuka çıktı ki, henüz yıl bitmedi. Durun bakalım daha neler olacak; iyi şeyler olacağı kesin...

2012 saçmalığı deyip geçmek çok kolay. Önemli olan bu saçmalığın giderek yayılmasının olası ortak bilinç yükselmesine olan katkılarıdır. Bir an bile durup düşündürttüyse, bir an bile insani değerleri sorgulattıysa dünya için alınmış bir yol var demektir. Karınca adımı bile olsa!

Dünyaya neler oluyor diye soracak zamanımız yok. Zaman en kıymetli şey çünkü! Ev dedim, tüp dedim, bir ver üç al dedim, sipiritüalizmden dem vurdum, insani değerler filan dedim acaba ben ne demek istedim? Hiç bir şey aslında!

Belki...
"Savaş, silah ve kan kokusuna doymadık mı? İyiye, barışa ve daha ılımlı bir insanlığa doğru değişimi istemiyor muyuz?" demek istiyorum zahar!


Düşündüğümü gerçekleştiriyor olmanın hazzı lezzeti bir başka! Eee ne demiş atalarımız; değirmencinin derdi un ile!

Sonsuzluğun sevgisiyle…

Aşçı Fok'unuz
9 Aralık 2012 Pazar

7890 okunma

Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN



Son Yazılarım