İnkaya’dan ağır aksak inerdi dev cüsseli katanalar. İki yanında koca birer küfe, her bir göz meyve sebze dolu. Uludağ'ın sonbahar güzellemeleriyle renklenen şehirliler, son turfan Çongara fasulyesini dört göz beklerlerdi… (Şimdilerdeki adı Yiğitali olan Çongara Köyü zaten artık köy de değil, mahalle olmuş!)
Serin olurdu dağ yamaçları o yüzden fasulye de Ağustos ayında ancak çıkardı, Eylül sonuna kadar döktüğünden sonbaharı da karşılamış olurdu biraz. Şangırtıyla tartılmaya çalışılan metal el terazilerinin o bildik sesini hatırlar mısınız?
Küfelerin içinde yeni kızaran elmalar ve taze cevizler de olurdu. Sonraları Eylül bitip Ekim gelince ayva, alıç, kestane de getirirdi köylüler… Bu dağlar Uludağ’ın sıra dağları son derece bereketliydi bir zamanlar. Epey tırpan yese de dağlar henüz yerinde duruyor!
Hazan yapraklarının cömertliğiyle küçük gezintiler için geç kalmış sayılmayız, zaman ayırabilirsek en azından oksijen alıp bolca fotoğraf çekeriz. Kentin hafızası silinse de anılarımız yaşayacaktır. Zamanın tanıkları bizler yazmaya devam edeceğiz...
İnkaya’dan ağır aksak inerdi dev cüsseli katanalar. İki yanında koca birer küfe, her bir göz meyve sebze dolu. Uludağ'ın sonbahar güzellemeleriyle renklenen şehirliler, son turfan Çongara fasulyesini dört göz beklerlerdi… (Şimdilerdeki adı Yiğitali olan Çongara Köyü zaten artık köy de değil, mahalle olmuş!)
Serin olurdu dağ yamaçları o yüzden fasulye de Ağustos ayında ancak çıkardı, Eylül sonuna kadar döktüğünden sonbaharı da karşılamış olurdu biraz. Şangırtıyla tartılmaya çalışılan metal el terazilerinin o bildik sesini hatırlar mısınız?
Küfelerin içinde yeni kızaran elmalar ve taze cevizler de olurdu. Sonraları Eylül bitip Ekim gelince ayva, alıç, kestane de getirirdi köylüler… Bu dağlar Uludağ’ın sıra dağları son derece bereketliydi bir zamanlar. Epey tırpan yese de dağlar henüz yerinde duruyor!
Hazan yapraklarının cömertliğiyle küçük gezintiler için geç kalmış sayılmayız, zaman ayırabilirsek en azından oksijen alıp bolca fotoğraf çekeriz. Kentin hafızası silinse de anılarımız yaşayacaktır. Zamanın tanıkları bizler yazmaya devam edeceğiz...