Altınoluk'ta bahar çorbası
Bir çorba serüvenidir gidiyor Kuzey Ege'de... Dağda bayırda, ovada, sahilde kazan dolusu çorba kaynatmak gibi bir ritüelimiz var artık. İki yıldır Ekofest çorbası kaynatıyorduk, bu defa da Altınoluk'ta bahar çorbası karıştırıyor olacağız.
30 Nisan Cumartesi günü öğle saatlerinde sahil meydanına gelirseniz görüşürüz.
Altınoluk Bahar Çorbası'na ilişkin
(30 Nisan 2016 – Altınoluk Bahar Karşılaması için)
Bir tas çorbadır bizi bir araya getiren bazen… Birlik ve beraberliğin, birleşip çoğalmanın simgesidir çorba. Tarih boyunca ilk çağlardan bu yana hep doyurucu hep birleştiren olmuştur çorbalar. Tahılı taş değirmenlerde öğütüp un ya da yarma haline getirdiğimiz çok eski antik dönemlerden bu yana, ilk pişirdiğimiz sulu tahıl yemeğidir aynı zamanda. Atmışızdır içine tahıldan yana ne varsa, bazen yumrular, ağaç yaprakları otlar, bazen hayvan kemikleri, yağlı etler, kokulu tohumlar. Tuzun zor bulunduğu zamanlarda denizin suyu tuz olmuştur çorbalara.
Tok tutsun diye bazen koyuca pişirmiş bulamaç yapmışız. Kalabalığa yetsin diye su katmışız içine. Her koşulda topluca yemişiz, kaşık sallamışız beraberce nice tencere dolusu çorbalara… Sosyal varlık olan insan bir tencere çorbanın etrafında bazen elem ve kederi paylaşırken bazen de coşup çorbanın dumanıyla sever karşındakini, o çorba ki sıcaklığıyla ısıtır merhamet ve iyiliği, sessizce anlatır yalnız olmadığınızı…
Madem ki, kadim zamanlardan beri doyurmuştur bizi çorbalar, onun için kazanlar kurmuşuz çok mu?
Yaşadığımız toprakların yiyeceklerinden birer avuç katıp pişirdiğimiz aşımız bir taşım çorbamızdır o.
Her malzemesinin bu kutsal (İDA) mitolojik dağda yetiştiği Altınoluk Bahar Çorbası, geleneklerimizin birer parçası olan yiyeceklerden oluşuyor. Bin yıllardır gıda olarak kullandığımız buğday yarmasından, nohuttan, soğandan zeytinyağından, kutsal İDA’nın kokulu otlarından…
And olsun ki biz bu çorbayı her yıl kaynatalım, bu topraklarda barış içinde yaşayalım…
ALTINOLUK BAHAR ÇORBASI
Malzemeleri:
(Bu ölçüler bir orta boy kazan için)
2 kg. orta irilikte yarma
1 kg. bulgur
2 kg. nohut
2 kg. kuru soğan
2 kg. sızma zeytinyağı
1 kg. tereyağı
1 litre kadar sumak suyu
1 kâse bal
1 kâse dolusu kuru nane
1 kâse dolusu tatlı kırmızı toz biber
Tuz ve karabiber (kararınca)
Terbiye için: 13-15 yumurtanın sarısı ve bir bardak limon suyu, bir kaşık tuz
Not: Yukarıdaki malzemelere ilaveten çeşitli bahar otlarının ince kıyılmış yaprakları (alan maydanozu, taze biberiye, taze adaçayı ve taze kekik ve nane yapraklarından oluşan 7 çeşit kokulu ot ve baharat) çorba piştikten sonra üzerine ilave edilir.
Hazırlanışı:
Önce tavla zarı şeklinde doğranmış soğanlar zeytinyağı ile kazanda yakmadan kavrulur. Üzerine kazanın yarısına kadar gelecek şekilde su konur. Su kaynamaya başlayınca yarma, bulgur ve önceden haşlanmış nohut ilave edilir, sık sık karıştırılarak yarmanın yumuşaması sağlanır.
Çorbanın suyu kontrol edilir, kazan doluncaya kadar su doldurulup kaynamaya bırakılır. (Kazan büyük olunca dip tutma tehlikesi oluşur o yüzden sık sık karıştırmalı). Yarma ve bulgur iyice yumuşayıp pişince sumak suyu, bal, nane, kırmızıbiber, karabiber ve tuzu da ilave edilip çok kısık ateşte sıcak kalması için beklemeye alınır. Bu bekleme sırasında diğer bir kapta iyice çırpılmış yumurtaların sarısına limon suyu ve tuz konup karıştırılır ve çorba bu karışımla alıştırarak terbiye edilir.
İkram edilmezden hemen önce üzerine tereyağı kızdırılıp kıyılmış kokulu otlar eklenir.
Antik çağlardan beri bütün zamanların sadece iyilik duygularını barındıran bu şifalı çorbayı içenlerin gönlü hoş olsun, işi rast gitsin, varsa bir derdi tasası hemen dağılsın. Bahar tüm canlılara şifalar getirsin.
İyilik ve güzellikle nice baharlara…
30 Nisan Cumartesi günü öğle saatlerinde sahil meydanına gelirseniz görüşürüz.
Altınoluk Bahar Çorbası'na ilişkin
(30 Nisan 2016 – Altınoluk Bahar Karşılaması için)
Bir tas çorbadır bizi bir araya getiren bazen… Birlik ve beraberliğin, birleşip çoğalmanın simgesidir çorba. Tarih boyunca ilk çağlardan bu yana hep doyurucu hep birleştiren olmuştur çorbalar. Tahılı taş değirmenlerde öğütüp un ya da yarma haline getirdiğimiz çok eski antik dönemlerden bu yana, ilk pişirdiğimiz sulu tahıl yemeğidir aynı zamanda. Atmışızdır içine tahıldan yana ne varsa, bazen yumrular, ağaç yaprakları otlar, bazen hayvan kemikleri, yağlı etler, kokulu tohumlar. Tuzun zor bulunduğu zamanlarda denizin suyu tuz olmuştur çorbalara.
Tok tutsun diye bazen koyuca pişirmiş bulamaç yapmışız. Kalabalığa yetsin diye su katmışız içine. Her koşulda topluca yemişiz, kaşık sallamışız beraberce nice tencere dolusu çorbalara… Sosyal varlık olan insan bir tencere çorbanın etrafında bazen elem ve kederi paylaşırken bazen de coşup çorbanın dumanıyla sever karşındakini, o çorba ki sıcaklığıyla ısıtır merhamet ve iyiliği, sessizce anlatır yalnız olmadığınızı…
Madem ki, kadim zamanlardan beri doyurmuştur bizi çorbalar, onun için kazanlar kurmuşuz çok mu?
Yaşadığımız toprakların yiyeceklerinden birer avuç katıp pişirdiğimiz aşımız bir taşım çorbamızdır o.
Her malzemesinin bu kutsal (İDA) mitolojik dağda yetiştiği Altınoluk Bahar Çorbası, geleneklerimizin birer parçası olan yiyeceklerden oluşuyor. Bin yıllardır gıda olarak kullandığımız buğday yarmasından, nohuttan, soğandan zeytinyağından, kutsal İDA’nın kokulu otlarından…
And olsun ki biz bu çorbayı her yıl kaynatalım, bu topraklarda barış içinde yaşayalım…
ALTINOLUK BAHAR ÇORBASI
Malzemeleri:
(Bu ölçüler bir orta boy kazan için)
2 kg. orta irilikte yarma
1 kg. bulgur
2 kg. nohut
2 kg. kuru soğan
2 kg. sızma zeytinyağı
1 kg. tereyağı
1 litre kadar sumak suyu
1 kâse bal
1 kâse dolusu kuru nane
1 kâse dolusu tatlı kırmızı toz biber
Tuz ve karabiber (kararınca)
Terbiye için: 13-15 yumurtanın sarısı ve bir bardak limon suyu, bir kaşık tuz
Not: Yukarıdaki malzemelere ilaveten çeşitli bahar otlarının ince kıyılmış yaprakları (alan maydanozu, taze biberiye, taze adaçayı ve taze kekik ve nane yapraklarından oluşan 7 çeşit kokulu ot ve baharat) çorba piştikten sonra üzerine ilave edilir.
Hazırlanışı:
Önce tavla zarı şeklinde doğranmış soğanlar zeytinyağı ile kazanda yakmadan kavrulur. Üzerine kazanın yarısına kadar gelecek şekilde su konur. Su kaynamaya başlayınca yarma, bulgur ve önceden haşlanmış nohut ilave edilir, sık sık karıştırılarak yarmanın yumuşaması sağlanır.
Çorbanın suyu kontrol edilir, kazan doluncaya kadar su doldurulup kaynamaya bırakılır. (Kazan büyük olunca dip tutma tehlikesi oluşur o yüzden sık sık karıştırmalı). Yarma ve bulgur iyice yumuşayıp pişince sumak suyu, bal, nane, kırmızıbiber, karabiber ve tuzu da ilave edilip çok kısık ateşte sıcak kalması için beklemeye alınır. Bu bekleme sırasında diğer bir kapta iyice çırpılmış yumurtaların sarısına limon suyu ve tuz konup karıştırılır ve çorba bu karışımla alıştırarak terbiye edilir.
İkram edilmezden hemen önce üzerine tereyağı kızdırılıp kıyılmış kokulu otlar eklenir.
Antik çağlardan beri bütün zamanların sadece iyilik duygularını barındıran bu şifalı çorbayı içenlerin gönlü hoş olsun, işi rast gitsin, varsa bir derdi tasası hemen dağılsın. Bahar tüm canlılara şifalar getirsin.
İyilik ve güzellikle nice baharlara…
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
