Bazen "yemek tarifi yazmak kadar saçma birşey olamaz" diyorum! Öyle ya bana yemek yapmanın en meşakkatli gelen tarafı nedir diye sorsalar, "yaptığım yemeğin tarifini yazma faslı" derim galiba! Hatta; tarifinden ziyade gramaj ve adet faslını belirleme süreci desem daha isabetli olacak. Evet, evet aynen öyle.
Ha diyeceksiniz neden yazıyorsun, evet bunu düşünüyorum ben de neden yazıyorum bu tarifleri?! Bu soru aklıma uzunca bir süredir takılıyor, evet neden yazıyorum tariflerin ölçüsünü tartısını! Oysa ki, Aşçı Fok'un ölçüyle tartıyla hiç alakası yok, bütün klasik yemekleri bile kendince bir tatlandırma üslubuna göre yapmayı seviyor... Göz kararı, yürek ayarı bir ölçü tutturmuş gidiyor. O an ki ruh haline göre düzenlemek ne güzeldir yapılacak işleri. Hele de yemek yapmak! En karmaşık ruhsal anlar bile yeni lezzetler yaratarak şifalanmaz mı zaten?
Aynen bu dediğim tarzda bir tarife ne dersiniz?
Göz kararı yürek ayarı Bahar Ekmeği
Biraz ıspanak kökü, biraz ıspanak yaprağı, bolca taze soğan yaprağı, bir tane pırasa, birkaç dal arapsaçı, bir tane kırmızı biber hepsi incecik kıyılır ve bir havucun rendesi ile karıştırılır.
Bütün bu ot ve sebze karışımına bir su bardağı kadar yoğurt, biraz herhangi birpeynir yada ekşi lor, bir fincan zeytinyağı, bir iki tane yumurta, bir paket kabartma tozu, tuz, biraz zerdeçal, tarçın, karabiber ve bolca kırmızı toz biber de ilave edilip, aldığı kadar mısırunu boca edilir.
Orta yumuşaklıkta dökülerek yayılabilen bir hamur elde edilir, yağlanmış tepsiye dökülüp üzerine siyah zeytinler yerleştirilir 180 derece ısıdaki fırında pişirilir. 45-50 dakika yeterlidir pişirmek için. Mısırununa ilaveten bir iki kaşık normal tam buğday unu da konabilir, isteğe bağlı olarak acı pul biber de ilave edilebilir.
Bu ekmek oldukça otlu, lezzetli, tek başına çay veya ayranla yenebilen doyurucu ve besleyici bir ekmek çeşidir. Aşçı Fok bu mısırunlu ekmeğe pasta ekmeği diyor. İç sesimize kulak verdiğimizde öyle hoş lezzetler yaratıyoruz ki, tadına doyum olmuyor.
Bazen "yemek tarifi yazmak kadar saçma birşey olamaz" diyorum! Öyle ya bana yemek yapmanın en meşakkatli gelen tarafı nedir diye sorsalar, "yaptığım yemeğin tarifini yazma faslı" derim galiba! Hatta; tarifinden ziyade gramaj ve adet faslını belirleme süreci desem daha isabetli olacak. Evet, evet aynen öyle.
Ha diyeceksiniz neden yazıyorsun, evet bunu düşünüyorum ben de neden yazıyorum bu tarifleri?! Bu soru aklıma uzunca bir süredir takılıyor, evet neden yazıyorum tariflerin ölçüsünü tartısını! Oysa ki, Aşçı Fok'un ölçüyle tartıyla hiç alakası yok, bütün klasik yemekleri bile kendince bir tatlandırma üslubuna göre yapmayı seviyor... Göz kararı, yürek ayarı bir ölçü tutturmuş gidiyor. O an ki ruh haline göre düzenlemek ne güzeldir yapılacak işleri. Hele de yemek yapmak! En karmaşık ruhsal anlar bile yeni lezzetler yaratarak şifalanmaz mı zaten?
Aynen bu dediğim tarzda bir tarife ne dersiniz?
Göz kararı yürek ayarı Bahar Ekmeği
Biraz ıspanak kökü, biraz ıspanak yaprağı, bolca taze soğan yaprağı, bir tane pırasa, birkaç dal arapsaçı, bir tane kırmızı biber hepsi incecik kıyılır ve bir havucun rendesi ile karıştırılır.
Bütün bu ot ve sebze karışımına bir su bardağı kadar yoğurt, biraz herhangi birpeynir yada ekşi lor, bir fincan zeytinyağı, bir iki tane yumurta, bir paket kabartma tozu, tuz, biraz zerdeçal, tarçın, karabiber ve bolca kırmızı toz biber de ilave edilip, aldığı kadar mısırunu boca edilir.
Orta yumuşaklıkta dökülerek yayılabilen bir hamur elde edilir, yağlanmış tepsiye dökülüp üzerine siyah zeytinler yerleştirilir 180 derece ısıdaki fırında pişirilir. 45-50 dakika yeterlidir pişirmek için. Mısırununa ilaveten bir iki kaşık normal tam buğday unu da konabilir, isteğe bağlı olarak acı pul biber de ilave edilebilir.
Bu ekmek oldukça otlu, lezzetli, tek başına çay veya ayranla yenebilen doyurucu ve besleyici bir ekmek çeşidir. Aşçı Fok bu mısırunlu ekmeğe pasta ekmeği diyor. İç sesimize kulak verdiğimizde öyle hoş lezzetler yaratıyoruz ki, tadına doyum olmuyor.